12 Mart 2009 Perşembe

AÇLIK VE SEKİZ YÜZ BİN ZENCİ ÇOCUK

Uzaklarda, çok uzaklarda bir çocuk ağlıyor,
Uzaklarda… Ta ötelerde… Nijer’de… Kıtlığın pençesinde.
Anasının kucağında, ama güvende değil, çünkü karnı aç!..
Alay ediliyor sanki onla; o adeta bir fire; o harcanabilir…
Havalı Batı’nın gözünde o bir fire; küreselleşme firesi,
Havalı Batı’nın küreselleşmesi uğruna aç kalmış o; ölecek!..
Bizden çok uzakta o; görünmüyor, rahatsız etmiyor, ölebilir…
Bizden çok uzakta; anasının kucağında ve aç!..
Bizden çok uzakta; sözde kuraklık ve çekirge öldürüyor onu!..
İnsanoğlu gözünü çeviriyor görmemek için; o ölebilir, kime ne!..
İnsanoğlu hüzünlenmiyor bile artık; alıştı, kanıksadı, sindirdi içine.
İnsanoğlu hüzünlenmiyor bile artık; zenci bir çocuk için değer mi!..
Sekiz yüz bin bebek bu durumda; hepsi aç, hepsi ölüyor,
Kahrolası sanal uygarlık sözde tedbir arayışında; ne yapılabilir diye soruyor;
Ne yapılabilir?.. Asrın faciası kapıda; bebekler birer birer ölüyor açlıktan;
Kapitalist iblis için için gülüyor; “pazar ekonomisinin gizli eli”ne;
Ve Tanrı her şeyi bin kez lanetliyor; kaydederken levhi mahfuz’a olan biteni!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder