17 Mayıs 2010 Pazartesi

Ahmet TUTAN 03.04.1952 - 17.05.1999



Saygıyla, sevgiyle, özlemle...
















Onu ilk gördüğüm günü hatırlıyorum…

Karizmatik biriydi; yakışıklı, etkileyici, kendinden emin, sağlam yapılı, alçakgönüllü… Hafif bir kabadayılık da sezilmiyor değildi vücut dilinden; gerektiğinde ne denli gözükara olabileceğini hemen anlayabiliyordunuz.

O kendine has gülümsemesi ilginç gelmişti bana; o sert görünüşünün altında, küçük bir çocuk gibi heyecanla pır pır atan güzel bir yüreğe sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyordu bu gülümseme.

Tanıştırıldığımızda elimi gereğinden sertçe sıkmıştı; “Ne işin var burada, o benim arkadaşım, o benim dostum!” diye tehdit eder gibi…

“Mustafa Kemal” deyişimi hiç düşünmeden “Mustafa Kemal Atatürk” diye vurgulayarak düzeltmişti, taviz vermez bir kararlılık, ama aynı oranda nazik bir edayla.

Lâcivert Paradoks adlı kitabımın ilk sayfasına “Bir gün tekrar buluşacağımız inancıyla dostumuz sevgili Ahmet TUTAN’ın anısına” diye yazdığımızda nasıl da buruk bir mutluluk duymuştuk.

O beni sevmiş miydi, bunu hiç öğrenemedim; ama ben onu sevmiştim. Yukarıdaki fotoğrafını görünce, hâlâ sevdiğimi hatırladım.

Onunla ilgili tek pişmanlığım, onu sevdiğimi kendisine hiç söylememiş olmamdı; bu sütunları büyük bir dikkatle takip ettiğinden hiç kuşku duymuyorum; o halde tam sırasıdır:

Ben seni sevmiştim Ahmet Tutan; bunu sana zamanında söylemediğim için nasıl pişmanım bilemezsin.

Ben seni sevmiştim dostum…

Kısa bir süre sonra görüşmek üzere…

(Bu kez ben senin elini öyle bir sıkacağım ki, bu sefer sen düşünmek zorunda kalacaksın; bu adam ne anlatmak istiyor, diye.)

Biz seni hiç unutmadık sevgili Tutan.

Unutmayacağız da…

Yılmaz Yunak

1 yorum:

  1. Benim bildiğim önce Beşbindörtyüzotuzdört'ü sevdi
    Mühendis olmasına rağmen işçilerle yemek sırasında bekleyişini çok sevdi.
    Sonra Osman amca'yı çok sevdi..
    Öyle çok sevdi ki Tema vakfına tanıttı
    En son anlamsız bir telefon görüşmesi yüzünden 3 gün tutulduktan sonra dışarı çıktığında tüm gün onu beklediğinizi öğrendiğinde şükran duydu
    dostluğunuza, kadirşinaslığınıza..
    Size gözleriyle söyledi aslında ama sizden sonra kendince en büyük iltifatı etti
    "vayy be... Yılmaz Yunak... benim için ha?" dedi
    Ama şimdi dünyanın halini gördükçe herhalde o da bizi bekliyordur.
    Cennetten küfreden tek adam
    Buluşucağız elbet
    Zerrin Bakoğlu

    YanıtlaSil