29 Ağustos 2010 Pazar

Yeni Bir Zenginler Sınıfı Yaratılırken Referandum

Siyaset, “servetlerin yeniden dağılımını düzenlemek için” yapılır.

Gerisi hikâyeden ibarettir!

Ya muktedirden yanasınızdır, ya da fakir fukaradan.

AKP’nin siyaseti, kitapların yazdığı ile birebir uyuşmaktadır; çünkü AKP servetlerin yeniden dağılımını düzenlemek üzere yola çıkmış, kendine yeni bir burjuvazi yaratma yolunda önemli mesafeler katetmiş kapitalist bir partidir.

Referandum işte tam olarak bu ortamda yapılmaktadır.

Bu konu üzerinde daha fazla durmak abesle iştigal olacağından, bu çalışmada sadece memurun aptal yerine konulması örneği ile iktifa edilecektir.

Memur aptal mıdır?

İktidara göre evet, memur aptaldır!

Ücret artışları ve diğer sosyal haklar meselesinde toplu sözleşme yapılacaktır; memur ve iktidar masaya oturacak, anlaşamadıklarında -ki anlaştıkları hiç görülmemiştir; zaten bu eşyanın tabiatına aykırıdır- memurun grev hakkı olmadığı için, dolayısıyla taleplerini kabul ettirmek için elinde hiçbir gücü bulunmadığı için hiçbir konuda isteğini kabul ettiremeyecektir. Bu durumda “son sözü kurul söylecek” ve bu kurulun kararı “kesin” olacaktır; yani yargı yolu da kapanmış olacaktır.

Peki “kurul” kimin kuruludur?

İktidarın… (Bugün AKP’nin, yarın bir başka iktidarın.)

Sadece bu örnek bile, “memurun refahı için evet” söyleminin, iktidarın ve yandaş basının bu kesimi gerçekten aptal sandığının veya aptal yerine koyduğunun en açık göstergesidir.

Bu, daha önce de bir vesile ile belirttiğim gibi, bir “çelik çomak oyunu”dur; Başbakanın söylediği gibi, milletin eline birer çelik ve çomak verilmiş ve “oyun oynaması” hedeflenmiştir.

Yapılan tartışmalar, bu oyunun tuttuğunun en açık göstergesidir.

Bu arada, “servet hızla el değiştirmeye devam etmekte”; eski muktedirlerin halktan gasp ettiği bu servet esas sahibi olan halka hiçbir biçimde aktarılmayarak yeni oluşturulan burjuvaziye kanalize edilmektedir.

AKP’nin yaptığı, mal ve servetleri eski muktedirlerden yeni muktedirlere aktarmaktan ve bu konu halk tarafından konuşulmasın diye ortaya yeni yeni çelik çomak oyunları sürmekten ibarettir.

Muhalefet ne yaparsa yapsın bu oyunu bozamamaktadır; çünkü eski muktedirler korkudan, yeni muktedirler de sevinç şımarıklığından öylesine yaygara yapmaktadırlar ki, yaygaranın bu desibelinden bu oluşumu bir türlü göremeyen halk kesimleri “kendi idam fermanları olacak” referandum için seve seve “evet” demeyi göze alabilmektedir.

Burada iş her zaman olduğu gibi Müslümanlara düşmektedir.

AKP’li seçmen, halka karşı işlenen bu günaha ortak olmamalı, referandumda mutlaka sandık başına giderek “hayır” oyu kullanmalıdır.

Bu iktidar sekiz yıldır işbaşındadır. Bu süre zarfında, halkın tüm birikimi “özelleştirme” adı altında “yeni burjuvazi sınıfı”na peşkeş çekilmiş, dolar milyarderi sayısı yediden yirmi yediye yükseltilmiş, Devlet bankalarından çıkarılan usulsüz krediler ve şaibeli birtakım ihalelerle halkın alın teri “yeni zenginler”e aktarılmıştır. Devletin resmi kuruluşu DİE, Türkiye’de otuz milyon kişinin açlık sınırında yaşadığını, milyonlarca kişinin işsiz dolaştığını söylemektedir.

Bu referandum maddeleri ile aptal yerine konan, böyle olduğu sanılan memur, -daha önce de belirttiğim gibi- evine bir serçeden bile daha az kırmızı et götürebilmektedir.

Memur perişandır, işçi perişandır, çiftçi perişandır, esnaf perişandır, halk yoksulluk ve yoksunluktan bitap düşmüştür; ve bu anayasa değişikliği ile oylanacak olan maddeler bu perişanlığı “sistemleştirme” çabasından ibarettir.

Dini duyguları istismar edilerek kandırılmak istenen AKP’li seçmen bu oyunu bozmalıdır.

Bu kapitalist iktidar, türbanlı kesimi bile “cipli türbanlılar-Akbilli türbanlılar” diye ikiye ayırmış; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıkladığı gibi, memuru bile “zekat verilecekler listesi”ne yazdırmıştır.

Fakir fukara bu oyunu bozmaz, kendi sefaletini sistemleştirecek olan bu referandumda “hayır” oyu vermezse, bunun sonuçlarına çok uzun bir süre katlanmak zorunda kalacaktır.

AKP’li Müslüman taban bu kapitalist oyunu bozmalı ve referandumda “hayır” oyu kullanmalıdır.

AKP’li seçmen 12 Eylül sabahı oy kullanmak üzere yola çıkmadan önce Kuran’ın herhangi bir Suresinden herhangi bir ayeti bir kez daha okumalı ve kapitalist AKP’nin bu oyununu bozmak için Allah’ın kendisine ilham vermesi için dua etmelidir.

Müslümanlar bu günaha ortak olmamalıdırlar!

Bu, Müslümanlara son uyarımdır!

Allah, rızıkta insanların eşitliğini emretmekte ama AKP hükümeti bunun tam tersini yaparak “yeni bir zengin sınıf oluşturmak” peşinde koşmakta; bunun için de iyiniyetli Müslüman halkın dini duygularını istismar etmektedir.

Müslümanlar bu oyuna gelmemelidirler.

Sorulması gereken soru, son sekiz yılda zenginin neden daha zengin, fakirin neden daha fakir olduğudur! (Bu mesele, referandum paketi ile birebir örtüşmektedir.)

AKP tabanı, kendisinden “evet” oyu isteyen yöneticilerinin son zamanlarda neden bu denli zenginleştiğini, üç gün üç gece süren düğünlerini neden beş yıldızlı otellerde yaptığını, henüz sakalları bile çıkmamış olan küçücük çocuklarının şirketler kurarak nasıl olup da bu yaşta dolar milyoneri olduğunu sorgulamalıdır.

AKP Müslüman bir parti değil, kapitalist bir partidir!

Kapitalizm Allah’ın dinine aykırı bir sistemdir!

12 Eylül’de oylanacak olan bu değişiklik paketi ile demokrasinin olmazsa olmazı “kuvvetler ayrılığı ilkesi” berhava edilmekte, tüm yetkiler tek elde toplanarak “faşist bir sistem” kurulmaya çalmışılmaktadır. Amaç, “servetlerin el değiştirmesi esnasında” demokrasi güçlerinin bu oyuna çomak sokmasının engellenmesinden ibarettir.

Müslüman seçmen vebali çok ağır olacak bu günaha ortak olmamalıdır! (Müslümanlar bu oyunu bozabilecek güçte olduklarını Irak’a asker göndermek isteyen iktidarın teskeresine “hayır” diyerek göstermişlerdir; bu oyun, CHP, MHP ve Müslüman olduğunu hatırlayan AKP’lilerin oylarıyla bozulmuştur. İktidarın dediği olsaydı ve teskere Meclis’ten geçseydi, şu anda o batağın içinde biz de olacaktık. AKP’li seçmen, iktidarın, Müslüman Irak’ın emperyalist Amerika tarafından işgal edilmesine neden ortak olmak istediğini sorgulamalıdır; bunun tam sırasıdır.)

Evine, çoluk çocuğuna günde ancak 3 gram kırmızı et götürebilen memur, toplu iş görüşmelerinda anlaşma sağlanamadığında -bu paket kendisine grev hakkı vermediği için- son sözü iktidarın atadığı kurulun vereceğini unutmamalıdır.

Bu denli aptal yerine konan memur, bu günaha ortak edilmek istenen Müslüman, birden fazla sendikaya bölünerek parçalanmak istenen işçi, bu cennet gibi Vatan’da işsiz gezen milyonlar, son sekiz yılda daha da yoksullaşan halk, bu iktidar döneminde hemen her gün şehit veren bu Millet bu duruma isyan etmelidir!

Yoksul, neden bu denli yoksul olduğunu sorgulamalı ve buna isyan ederek, kendisini daha da yoksullaştıracak bu tezgâhta “hayır” oyu kullanmalıdır.

İnsanlık dışı kapitalist sistem bugüne kadar sağılacak bir inek yerine koyarak iliğini kemiğini emdiği yoksul kesimi bugün aptal yerine koyarak daha da fazla sömürmek, mümkünse parçalayıp yemek istemektedir.

Fakir fukara bu oyunu bozmalı, buna isyan etmelidir!

Yoksul kesim, “kapitalizme hayır” deme hakkını artık kullanmalıdır.

Yoksulluğun AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi; yoksulluğun Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i olmaz; yoksulluk bir “sınıf” meselesidir. Kapitalist zihniyet sömüreceği kişiyi partisine, etnik kökenine veya mezhebine bakarak sömürmez; onun için yoksul yoksuldur ve her türlü yoksul sömürülmeye hazır bir “meta”dır, bir “eşya”dır, bir “nesne”dir! (Halk giderek yoksullaşırken AKP’li kesimin bu denli zenginleşmesi bunun en açık göstergesidir.)

Ve bugün kapitalizm gemisini yürüten kaptan kapitalist AKP hükümetidir.

Faşist 12 Eylül Anayasası, bu değişikliklerle çok daha faşist bir hale getirilmektedir. (YÖK’e dokunulmamakta, dokunulmazlıklar kaldırılmamakta, seçim barajı düşürülmemekte; Yüksek Yargı iktidarın emrine sokularak faşist bir yönetim kurulmaya çalışılmaktadır.)

AKP kapitalist bir partidir ve şu anda bu kapitalist gemiyi bu parti yüzdürmektedir.

Allah’tan sakınan Müslümanlar bu gemiyi durdurmalıdır!

Bugün bu görev Müslümanlarındır!

Allah, 12 Eylül’de Müslümanları bir kez daha imtihan edecektir.

Müslümanlar bunu unutmamalıdırlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder