20 Ağustos 2010 Cuma

“Hayır” Demek İçin Altı Bin Altı Yüz Küsur Neden

Ramazanı’ı ganimet bilen kimi çirkinler ve kurnazlar, 12 Eylül’de oylanacak paket meselesinde de dini kendi çirkin siyasetlerine alet etmekten geri kalmadılar.

Ben de, “evet” oyu kullanacaklar için aşağıda okuyacaklarınızı yazsam ne olacak?!.


1) “Senin Rabbin, evet O’dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O’dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen. O halde yalanlayanlara itaat etme. İstediler ki sen alttan alıp gevşek davranasın da onlar da yumuşaklık göstersin. Şunların hiçbirini tanıma: Çok yemin eden, bayağı. Alaycı, gammaz, koğuculuk için dolaşıp duran; hayrı engelleyen, sınır tanımaz, saldırgan, günaha batmış! Kaba, obur, bütün bunlardan sonra soyu bozuk, kötülükle damgalı. Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş!” (kalem, 7-14)

2) Neniz var sizin nasıl hüküm veriyorsunuz?!. Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi görüyorsunuz! Onda keyfinize uyan her şeyi rahatça buluyorsunuz! Yoksa sizin lehinize üzerinizde kıyamete kadar uzanacak yeminler mi var da siz ne hükmederseniz oluverecek!” (Kalem, 36-39)

3) “Ey örtüsüne bürünen! Kalk da uyar! Rabbinin yüceliğini duyur. Temizle giysini. Uzaklaştır kendinden pisliği. Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği. Ve yalnız Rabin için dayanıklı kıl benliği. O boruya üfürüldüğünde, işte o gün çok zorlu, çok çetin bir gündür. Küfre batmışlar için hiç de kolay değildir. Benimle, yarattığım kişiyi başbaşa bırak! Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için. Tüm bunlardan sonra hırsla daha da artırmamı istiyor!” (Müddesir, 1-15)

4) Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz. Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz. Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seyiyorsunuz!” (Fecr, 17-20)

5) “O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır!” (Âdiyat, 8)

6) “Gördün mü o dini yalan sayanı?!. İşte odur yetimi itip kakan. Yoksulu doyurmayı özendirmez o. Vay haline o namaz kılanların ki, namazlarında gaflet içindedir onlar. Riyaya sapandır onlar, gösteriş yaparlar. Ve onlar, yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar!” (Maun, 1-7)

7) “De ki: ‘Ey nankör kafirler! Kullak etmem sizin kulluk ettiğinize. Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettiğime. Kul değilim sizin taptığınıza ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime. Sizin dininiz size, benim dinim bana!” (Kâfirun, 1-6)

Daha “Mekki” surelerdeyim; yani Kuran’ın henüz başında!

Bunun bir de “Medenî”leri var!

Adamı hasta etmeyin!

N’oluyor öyle camilerde/iftar çadırlarında, türbelerde “evet” propogandaları yapmak, “hayır” diyecek olanların deli/kafayı yemiş olduklarına ilişkin tuhaf demeçler vermek, “soy moy” gibi tuhaf imalarda bulunmak, “evet demek vaciptir” gibi saçma sapan bilinçaltı kurgulamalar yapmak, “evet demek umreden daha hayırlıdır” gibi rüşvetler dağıtmak!

Aklınızı mı oynattınız!

Sizin tabirinizle, “delirdiniz mi” siz!

Antidemokratikliğin kralı olan “Siyasi Partiler Ve Seçim Kanunu”a hiç dokunma; “dokunulmazlık” gibi ayıbın da ayıbı bir demokrasi sakatlığını “söz verdiğin halde” ağzına bile alma; kendi içinde uyguladığın antidemokratik mekanizmaları tüm ülke sathına yay, bunun düzeleceği konusunda en ufak bir imada bile bulunma; kendi tabirinle, “şer cephesi ruh dördüzlerinden biri olan PKK” ile bir yolunu bulup anlaştıktan sonra onun ruh ikizliğine soyun; yoksul halkın en ufak taleplerine bile sırtını dön (mesela en son memur görüşmeleri); ondan sonra “evet demek umreden daha hayırlıdır” diye iyiniyetli müminlerin kafasını karıştır!

Ayıp olmuyor mu?!.

Mübarek Ramazan günü Kuran’ın tüm ayetlerini buraya yazmamı mı istiyorsunuz yani!

“Hayır diyen herkes Ergenekoncudur, antidemokrattır, faşisttir, 12 Eylülcüdür, CHP’lidir”e ses çıkarmadık bugüne kadar, da, bu ahlâksız mı ahlâksız “dini söylem” ne oluyor?!. (“Ahlâksız dini söylem”e taktıysanız, o ağzınızdan hiç düşürmediğiniz(!) Ali Şeriati’yi okuyun bir kez daha. Ama önce Kuran’ı şöyle bir karıştırın; bakın bakalım, Allah en çok kimi lanetliyor; ateisti mi, dindarı mı?!.)

12 Eylül’de, “faşist bir sistemi özenle kurgulayan” kurnazlık abidesi bir metni mi oylayacağız, yoksa imanımızı/Müslümanlığımızı/Allah’a inancımızı mı?!.

Aklınızdan zorunuz mu var sizin?!.

Bir zamanların engizisyon papazları gibi, “evet” diyecekler için Cennet’ten tapu dağıtın bari!

Laf cambazının biri, “12 Eylül Anayasası’nın bir maddesini değiştirmek için bile evet” diye ucuz, bayağı, çirkin, hatta iğrenç bir demagoji yapıyor! “Demokrasinin olmazsa olmaz üçlüsü ‘Yasama/Yürütme/Yargı’yı rafa kaldıralım; bütün gücü tek bir elde toplayarak faşizmi kuralım” gibi bir madde değişikliği, 12 Eylül faşist Anayasasını değiştirip çok daha faşist bir hale getiriyor olsa bile, sırf değişiklik yapıyor diye buna ‘evet” denir mi hiç!

“E, sen çocuk istismarının önlenmesine karşı mısın yani?!.”

Elinin körü edepsiz sahtekâr!

Hz.Ali taraftarlarının aklını karıştırmak için mızraklarının ucuna Kuran sayfaları takan sahtekârlardan zerre kadar farkın yok!

Bir torbanın içine bir sürü doğru at, onların arasına ülkeyi faşizme kadar götürecek olan birkaç tuzağı da ustaca gizle, ondan sonra da torbayı gözümün içine sokarak çirkefleş: “Ne yani sen kadınlara, çocuklara ve özürlülere pozitif ayrımcılık yapılmasına karşı mısın!?.”

Bana, “şu şu maddelere evet, şu şu maddelere hayır” imkânını versene; n’oluyor öyle, ya hepsine evet dersin, ya da hepsine hayır, gibi şeytanın bile aklına gelmeyecek olan bir kurnazlık!?.


Devlet, herkese iş imkânı sağlar, iş veremediklerine de ücret öder.

Devlet, kadınların ve çocukların korunması hususunda tedbirler alır.

Devlet faşist biçimde yönetilir.

Evet mi hayır mı?

Doğal olarak “hayır” dendiğinde kurnaz mimiklerle “fitne” bir soru:

“Ne o, sen kadınların ve çocukların korunmasına karşı mısın; umre sevabı istemiyor musun?!.”


Son birkaç aydır bambaşka bir araştırma içindeyim; artık iğrenç ölçüleri de aşan şu demagoji ortamına girmeyeyim, kendi işime bakayım diyorum, ama adamı rahat bırakmıyorsunuz kardeşim!

“Evet demek umreden daha hayırlı imiş!”; ahlâksızlığa bak!

Çekin şu kirli ellerinizi İslam’ın üzerinden birader!

Benim gibi, CHP’li veya MHP’li olmayan biri, sırf bu değişikliği beğenmediği için “hayır” dediğinde günahkâr mı olacak yani!

Değişiklikleri beğenenler “evet” desin, beğenmeyenler de “hayır” desin; Allah’ın mukaddes dinini bu kirli siyasetinize neden alet ediyorsunuz?!.

“Evet” diyenler umre sevabından bile büyük sevap kazanacaklar; “hayır” diyenler günaha girecekler!

Ahlâksızlığa bak!

Aklınızı mı yitirdiniz siz!

Bu Kuran bize zahmet çekelim, bedbaht olalım diye mi indirildi! (Tâhâ, 2)

Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz?!. (Kasas, 60)

Yaratıcı’yla bizi başbaşa bıraksanıza birader! (Müddesir, 11)

“Evet” diyecek olan da “hayır” diyecek olan da bu ülkenin vatandaşları; kardeşimiz, eşimiz, dostumuz…

Yarın birbirimizin yüzüne nasıl bakabileceğiz!..

Bizi birbirimize bu denli düşman etmeye kimin hakkı olabilir!

Adamı hasta etmeyin birader!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder