15 Aralık 2010 Çarşamba

Gecekondu Yıkmak

Bin tane haklı neden ileri sürebilirsiniz.

Özel araziye yapılmıştı, Hazine arazisine yapılmıştı, kaçak yapılmıştı, izinsiz yapılmıştı, çıkar amaçlı yapılmıştı, müteahhite verip karşılığında birkaç daire almak için yapılmıştı…

Sonsuz neden sayabilirsiniz.

Sayın!

Ama bana “hepimiz kardeşiz” martavalı okumadan yapın bunu!


xxx xxx xxx


Eskiden de oluyordu bunlar, ama o zaman iktidarda veya belediyelerin yönetiminde kendilerini liberal diye tanımlayanlar vardı, oysa şimdi güya Müslümanlar var.

Bana “tüm müminler kardeştir” martavalı okumayın!

Bir hayvanın bile yuvası yıkıldığında üzüntüden gözleriniz yaşarıyor, ama bu karda kıyamette yuvası yıkılan kardeşiniz için kılınız bile kıpırdamıyor; çünkü sizi sokmayan yılan bin yaşıyor bu ülkede.

Böyle Müslümanlık mı olur birader!

Sizde hiç Allah korkusu yok mu arkadaş!

xxx xxx xxx

Maliye Bakanı, emekli maaşlarının çok yüksek olduğunu söylüyor ve ardından “bundan gurur duymuyorum” diye ekliyor.

Emekli maaşları konusunda konuşmaya gerek bile yok; görevlerini tamamlamış bu eski emekçilerin tamamına yakını açlığın pençesinde inliyor, bunu neyini tartışacağız, Bakanın dünyadan haberi yok.

Beni esas yaralayan “bundan gurur duymuyorum” sözü…

Tuz kokmuş, tuz!

Bunu söyleyen sosyalist biri olsa benim tüm dünyam yıkılırdı mesela; ama Müslüman aidiyetini bas bas bağıran bir partinin Bakanı bu kişi ve Müslümanlarda tık yok!

Bir Müslüman böyle teslimiyetçi olur mu be!

Böyle Müslümanlık mı olur birader!

xxx xxx xxx

O yaşlı kadını gördünüz mü? Beti benzi atmış, rengi solmuş, tam anlamıyla şokta; çünkü belki de yaşamının son günlerine girdiği bugünlerde yuvasını yıkıyorlar. Ya o polisle çılgınca mücadele eden genç kız, kendisini çatıdan fırlatan o delikanlı…

Ama hepsinden öte, derme çatma eşyaların bulunduğu odanın ortasında ayakta durup hüngür hüngür ağlayarak büyüklerinin polisten yediği dayağı korkuyla izlerken ne yapması gerektiğini bilemeyen o on yaşındaki çocuk…

Cehennemin nerede olduğunu tartışıp duruyorsunuz bıkmadan usanmadan; burada işte, yanıbaşınızda, o çocuğun bulunduğu o küçücük odada!

Ama bu cehennemin yaratıcısı Allah değil, şirk koşma çılgınlığınızdaki becerenize uygun olarak sizsiniz!

Hepimiz kardeşiz ha!

xxx xxx xxx

Televizyoncu kılığına girmiş soytarı elindeki mikrofonu yoldan geçenlere uzatarak “Yaşam sloganınız ne?” diye soruyor; yoldan geçenler de cevap veriyorlar: Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun ve benzeri serserilikler.

Kıyafetlerinden fakir biri olduğu ve ne demekse İstanbul kültürüne pek de ait olmadığı anlaşılan biri, “İslam’ı güzel yaşamak.” diye cevap veriyor.

Günlerdir düşünüyorum neyi kastetti diye.

Mütedeyyin izlenimi uyandıran birkaç kişiye sordum; namazı güzel kılmak, orucu tutmak, türban takmak, kurban kesmek, mevlüt okutmak ve benzeri cevaplar…

Eşitlik, kardeşlik, bölüşümcülük, infak gibi kavramlar akıllarının ucuna bile gelmiyor; çünkü bu kavramların Kuran’da yer aldığını bilmiyorlar.

Birileri -amerikan haydudunun desteğini aldıktan sonra- Kuran’sız bir İslam icat etmiş, bunlar da koyun gibi peşlerine takılmış gidiyorlar!

Kuran yoksa sorun da yok çünkü!

Maun Suresi de…

xxx xxx xxx

Uzun uzun anlatıp konuyu dağıtmak istemiyorum; özelleştirmeler mesela…

Son günlerde elektrik dağıtımı da birkaç milyar dolara özelleştirildi.

Müslümanların umurunda bile değil, aynen benim de içlerinde yer aldığım küçük burjuvaların umurunda olmadığı gibi.

Özelleştirme, Allah’a ve O’nun size indirdiği dine ihanettir!

Çok net, çok açık, çok berrak…

Özelleştirme, Allah’a ve O’nun size indirdiği dine ihanettir!

Amacı, Beytülmal’den yeni firavunlara imtiyaz aktarmaktır.

Yapan Müslüman, ses çıkarmayan da Müslüman; çünkü bunun ihanet olduğunu bilmeyen de yine Müslüman!

Neden hep Müslümanlara yükleniyorum?

Çünkü bunlar, 2002’den önceki ahlâksızlıklara tepki olarak ve “garip gureba edebiyatı” yaparak iktidara gelmişlerdi; ama o günden beri, Kamu Hazinesi denilebilecek ne kadar şey varsa firavunlara aktarmaktan başka bir şey yapmıyorlar.

“Vicdan” bunların lûgatında yer almıyor artık!

Kuran’dan ise eser yok!..

“Sümerbank’ın ismini tarihten siliyoruz elhamdüllilah!” sözü hâlâ rüyalarıma giriyor, ama Müslümanlarda tık yok, çünkü onlar “İslam’ı güzel yaşamak” istiyorlar; başka bir talepleri yok!

İslamı güzel yaşamak için Kuran okumak, orada yazılanları uygulamak, ezilenler için mücadele etmek, fakir fukarayı savunmak, egemenlerden yoksulun hakkını talep etmek gerekmez mi?

Yoo…

Güzel sesli bir hoca bulup Mevlut okuttun mu, tamamdır!

xxx xxx xxx

Peki, gecekondusu içindeki eşyalarla birlikte yerle bir edilen o yaşlı kadın Müslüman değil mi? (Aslında ille de Müslüman olması da gerekmiyor; “insan” çünkü!)

Nerede diğer Müslümanlar?

Nisa 75, tüm Müslümanlara bu yaşlı kadını, polise çaresizce direnmeye çalışan o genç kızı, girdiği şok nedeniyle çatıdan atlayan o delikanlıyı ve on yaşındaki o yavruyu koruma görevi vermiyor mu?

Mucize gibi; 1400 yıl önceki şu çıkışmaya bakın:

“Size ne oluyor da, Allah yolunda ve ‘ey Rabbimiz, bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder’ diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz!”

“Halkı zume sapmış kent; mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar ve yavrular…”

Mucizeye bakın; Allah, AKP iktidarında, bu karda kıyamette evleri başlarına yıkılan, mahvedilen, vahşi hayvanlar gibi ortalığa salınan bu gecekondu halkını anlatıyor bize!

xxx xxx xxx

Bu mazlum ve çaresiz insanlara başlarını sokacak bir ev varmekten aciz mi bu Devlet!

İstanbul’u gezin, neredeyse yüzbinlerce tabela göreceksiniz; “İstanbul Avrupa kültür Başkenti Oldu” veya “İstanbul Belediye Başkanı Dünya Belediyeler Birliği Başkanı Oldu; Bu Tüm İstanbulluların Eseri” gibi saçmalıklar içeren metrelerce, pahallı, özenle bezenle yapılmış devasa tabelalar.

Bu ve benzeri saçma sapan şeyler için trilyonlarca lira harcamaya paranız var, ama garip gureba için başlarını sokacak ev yapmaya gücünüz yetmiyor, öyle mi!

xxx xxx xxx

Bakın size “aptalca” bir hesaplama:

Son elektrik dağıtım ihalelerinde 8 milyar dolardan söz edildi, değil mi?

Bu parayla 240.000 mütevazı konut inşa etmek ve gecekondusu yıkılan o beş kişilik aile gibi 1.200.000 kişiyi bir yuva sahibi yapmak mümkün.

Sırf örnek olsun diye söylüyorum: Dünyanın en zengin kişisinin serveti ile tüm dünyanın, tekrar ediyorum, tüm dünyanın sağlık sorununu çözmek mümkün!

İnsanoğlunun bu denli aptal olmaya hakkı olmalı mı!

xxx xxx xxx

O gecekondu yıkılırken çaresizce çırpınan o yaşlı kadının yüzündeki o mahvolmuşluk ifadesi günlerdir gözümün önünden gitmiyor.

Yaşamı boyunca eline Kuran almamış Müslümanların “İslamı Güzel Yaşamak” sloganına itirazım yok.

Bana, “Hepimiz kardeşiz/Tüm müminler kardeştir” palavraları atmayın yeter!

Başınıza iş açıyorsunuz söylemedi demeyin!

Bir gün birileri Nisa 75 doğrultusunda örgütlenmeye başladığında kaçacak delik arayacaksınız.

O zaman “neden gurur duyup duymadığınızı” anlayacağız…

O gecekondu halkı Türkiye’deki tüm mazlumları ve çeresizleri temsil ediyor; açlık sınırındaki otuz milyon, işsiz güçsüz on milyon, üç kuruşluk emekli maaşına mahkûm edilen milyonlar, asgari ücretle çalışan milyonlar, siftah yapamadan dükkanını kapatan esnaf, tarlasını ekemeyen köylü, evine günde ancak 3 gram kırmızı et götürebilen memur…

O gecekondu halkı çoğunluğu temsil ediyor.

Henüz farkında değil bunun.

Henüz…

xxx xxx xxx

Hepimiz kardeşiz ha!

Bundan gurur duymuyorum!

Benden söylemesi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder