1 Haziran 2010 Salı

Barış Namlunun Ucundadır (*)

İsrail’in nüfusu ne kadar?

8 milyon civarında…

Peki, Ermenistan’ın?

3.5 milyon kadar…

Rastlantı olsa gerek; İsrail’i çevreleyen düşmanlarının nüfusu ile Türkiye-Ermenistan nüfusunu karşılaştırdığınızda garip bir oran çıkıyor ortaya:

Yirmi misli…

İsrail, Araplar’a (Acemler’i de ekleyin) kan kustururken, neredeyse bizim Üsküdar kadar nüfusu olan Ermenistan Amerikan Kongresi’nde her sene yüreğimizi ağızıma getiriyor!.. (Bizim “özürcüler”in yüreği bu; tüm Türk halkının değil.)

Şu anda (31.5.2010-14:03) Taksim’de toplanan merhametli insanlar İsrail’i protesto etmekle meşguller; bir kısmı üzüntüsünden hüngün hüngür ağlarken, bir kısmı da nefretinden çılgınlık nöbetleri geçiriyor.

Ve medya İsrail’i kastederek “Bunlar barış istemiyor mu?” diye sorarken, Birleşmiş Milletler “Şoke olduk!” açıklaması yapıyor; sanki olacaklar önceden bilinmiyormuş gibi, bugüne kadar yüzlerce-binlerce benzer olay hiç olmamış gibi…

Peki, bu iki küçük ülke tüm dünyaya nasıl oluyor da meydan okuyabiliyor; kime güveniyor bunlar?

Geçenlerde bir amerikalı yetkili, “Gücümüzü kahhar ordumuzdan alıyoruz!” diye böbürlenirken aslında yalın bir gerçeği de ortaya koyuyordu:

Avrupa ve Kuzey Amerika dışında bir yerde huzurlu yaşamak istiyorsan kahhar (kahredici) bir ordun olacak!..

Üç gün önce ne demişti hepimiz Ermeniyizcilerin Ermenistan’ı; “Kendimizden on kat güçlü ülkeleri ordumuzla yenebilecek güçteyiz!”… Nitekim, Azerbaycan topraklarını işgal ederken tereddüt bile etmemişti.

Peki, küçücük İsrail yıllardır tüm Arap alemine, üç bin yıllık tarihi olan koskoca Acem alemine ve bugün de tüm dünyaya ne ile meydan okuyor?

“Kahhar” ordudan aldığı destek ile; aynen Ermenistan ve PKK gibi…

Bugünkü olaylar nedeniyle gündemde ikinci sıraya düşen acımız neydi peki?

PKK, İskenderun’da Deniz İkmal Destek Komutanlığı’na saldırmıştı ve şu anda (31.5.2010-14:17) şehit sayımız yediye yükselmişti.

Hap kadar Ermenistan, küçücük İsrail ve kıçıkırık PKK tüm bunları yapabilecek gücü kimden alıyor?

Dünyadaki en kahhar ordu kimde ise ondan tabii; yani amerika birleşik devletlerinden…

Yani emperyalizmden…

Katilden yani…

Bu iş, yani barış, gözü dönmüş seri katilden rica minnetle elde edilemez.

Alçak seri katilin Ortadoğu’daki en yakın dostu kim?

İsrail’in güya en büyük düşmanı olan Suudi Arabistan…

Suudi Arabistan güya düşman olduğu İsrail’e karşı neden hiçbir şey yapmıyor?

Çünkü İsrail’in de en büyük dostu abd!..

Çelişkiye bak: Düşmanımın dostu benim de dostumdur!

Emperyalizme yataklık böyle bir şey işte!

Türkiye’nin en büyük müttefiki(!) olan seri katil, aynı zamanda hem İsrail’in, hem Ermenistan’ın, hem PKK’nın, hem de Suudi Arabistan’ın en yakın dostu…

(Suudi Arabistan’ın konumuzla ne ilgisi var, demeyin; Filistinliler’le kardeş çocukları bunlar; abd’ye petrol verip muktedirliğini sürdürecek diye, akrabalarını ona buna katlettiriyor kral; şu anda seri katilin en büyük hava üslerinden biri.)

Seri katille, o sapık ruh kendi çıkarı için uygun görmedikçe barış marış yapılamaz.

Kafasına bir kurşun sıkarsın, mesele biter!..

Kurşunun (güçlü bir ordun) var mı; sen bundan bahset!

Gerisi hikâye çünkü…

“İsrail hak ettiği karşılığı alacaktır!”, hı?!.

Ne zaman; Filistinliler bitince mi?!.





(AKTİF HABER)


Akdeniz’de yitirdiğimiz kardeşlerimiz hakkında kesin veriler yok şu anda elimizde, ama İskenderun’da yedi Türk gencinin daha alçakça katledildiğini biliyoruz; hani seri katil “anlık istihbarat” verecekti?!.


Yürü birader; adamı hasta etme!..

Gün, emperyalizme karşı topyekün birlik olma günüdür…

Sağcısı solcusu, komünisti liberali, mütedeyyini laiki, zengini fakiri, Türk’ü Kürt’ü…

Öldürülüyoruz çocuklar.

Öldürüyorlar bizi…










(PRESSTURK)


(*) Başlıkta, Mao Zedung’un “İktidar namlunun ucundadır!” sözünden esinlenilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder