11 Haziran 2010 Cuma

Yoksulluğun Matematiği

PKK baskın yapıyor; şehit olanların tamamı yoksul çocukları.

Maden kazası oluyor; ölenlerin tamamı yoksullar.

Mavi Marmara’da ölenlerin tamamı da.

Kuraklık mı var; mahvolanlar yoksullar.

Yağmur yağıyor, sel baskını oluyor; ölenlerin tamamı yoksullar.

Yangın oluyor; ölenlerin tamamı yoksullar.

Heyelan mı var; zarar görenlerin tamamı yoksullar.

Ekonomik kriz mi çıktı; perişan olanların tamamı yoksullar.

İşsizlik mi söz konusu; söylemeye gerek bile yok…

Neden?

Çünkü yoksullar nüfusun % 94’ünü oluşturuyor…


* * *

“Yoksul” ne peki…




Yaşamayı, mutlu olmayı, hayattan zevk almayı, kendini geliştirmeyi, Yaratılış’ı anlamaya çalışmayı, içinde rol aldığı akıl almaz ölçüde muhteşem maceraya kendinden birtakım izler eklemeyi, canlı cansız tüm kardeşleri için yararlı bir şeyler yapmayı ve benzeri şeyleri değil de sürekli olarak “para”yı düşünen herkes yoksuldur.

Kimi tamamen açtır, çoluk çocuk geceleri aç yatar; kimi borç harç içindedir, yaşamı sürekli olarak aşağılanmakla/kendini aşağılamakla geçer; kimi işsizdir, hiç bitmeyen bir karabasan içinde küle dönüşüp durur; kimi çoluğuna çocuğuna rahat bir yaşam sürdüremediğinin, çocuklarına iyi bir eğitim imkânı sağlayamadığının farkındadır, durmaksızın içini çekip durur; kimi nispeten iyi şartlarda gibi görünür, ama çoluk çocuğunun gelecek kaygısı nedeniyle sürekli plan yapar durur… “Para” korkak bir kalleştir çünkü; ona sahip olmayana sürekli pusu kurup durur!

Sürekli olarak para düşünenlerin tümü yoksuldur.

Kimi perişan, kimi çok yoksul, kimi az.

Orta halli görüneni bile “yaşamayı ertelemiş”, kendini “para” düşünmeye mahkûm bulmuştur.

Aslında yoksuldur çünkü…

* * *

Devlet memuru mesela…

Günde 70 gram ete mahkûmdur.

Haysiyetli adamdır, ağlayıp zırlamaz, vakur davranır; ama çeşitli nedenlerle içi içini yer, belli etmez.

Yoksuldur çünkü…

* * *

İşçi, köylü, esnaf, memur, emekli…

Tamamı yoksuldur.

“Yoksul”dan ne anlaşıldığına göre “derece” değişebilir; ama bu kesim “sürekli olarak para düşündüğü için” kelimenin tam anlamıyla yoksuldur.

Bunun Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkes’i veya Müslim’i gayrimüslim’i olmaz; “sürekli olarak para düşünmek zorunda olan herkes” yoksuldur.

* * *

Arz’ın diğer yörelerinde de durum değişmez.

“Sürekli olarak para düşünmek” cehennemi dünyada yaşamak demektir.

İnsanoğlu aslında kelimenin tam anlamıyla Cennet olan bu Arz’ı Cehennem’e dönüştürmüştür.

Çünkü sürekli olarak para düşünmek zorundadır.

* * *

“Başka bir dünya” mümkün müdür peki?

* * *

Hesaplamalar, Arz nüfusunun % 6’sının zengin olduğunu ortaya koyarken, bir başka şeyi daha kanıtlamaktadır:

“Rezzak” yani “yarattıklarının rızkını veren Güç”, öyle muhteşem bir denge ortaya koymuş ki, mal ve servetler/nimet ve imkânlar eşit biçimde bölüşülse, gezegende yoksul kimse kalmıyor.

Servet düşmanlığı olarak niteleyebilirsiniz, gocunmam, hatta onur duyarım; yoksulların yaşamayı erteleyip sürekli olarak para düşünmesinin nedeni, Yaratıcı’nın hazinesinin dünya nüfusunun % 6’sı tarafından gasp edilmiş olmasıdır.

Çok net olarak tekrar ediyorum; Yaratıcının tüm “canlılar” için öngördüğü ve bir hayli fazlasıyla bağışladığı hazine, dünya nüfusunun % 6’sı tarafından resmen gasp edilmiş, çalınmış, yağmalanmış, zimmete geçirilmiştir!

* * *


Tek bir örnek:

Yasal veya değil; onu bilmem.

Dünya zenginleri listesinin orta sıralarıda yer alan bir kodomanın servetine el koyduğunuzda, tüm dünyada sağlık sorununu çözebilecek imkâna sahip oluyorsunuz, tüm dünyada!..


Bu imkândan yararlanmamak aptallık değilse nedir?!.


Son soru:

Bu dünyaya gerçekten sadece para düşünmek zorunda kalacağınız bir yaşam için geldiğinize inanıyor musunuz?


* * *

“Başka bir dünya” pekala mümkündür.

Zaten aksi dünya değil “cehennem”dir.

Bugün yaşadığımız budur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder