8 Mart 2010 Pazartesi





HAYDİ GENÇLİK HOP HOP HOP


İşsizlik çığ gibi büyüyor… Üniversiteyi bitiren her üç gençten biri işsiz. (Gazeteler)

Gençler işsizlik ve parasızlıktan evlenemiyorlar. (Prf.Dr.Osman Altuğ)


* * *


Bu gençler çocukluktan çıkıp ergenliğe ne zaman adım attılar?

Sekiz- on yıl önce

Tamam.

Sekiz yıl öncesine dönelim.

2002’ye…


* * *


Kamuoyu araştırma şirketleri 2002’nin en önemli olayının 3 Kasım seçimleriyle AKP’nin iktidara gelişini gösteriyor. Bu seçim 2002’ye damgasını vuran olaymış. (Gazeteler)


* * *


2002’nin en büyük kuruluşları…

En çok vergi ödeyenler, en fazla ciroya sahip olanlar, en çok üretim yapanlar, en çok işçi çalıştıranlar falan…

Sırasıyla…

TPAO
Elektrik Üretim A.Ş.
Türkiye Şeker Fabrikaları
Tekel
Arçelik
Tüpraş
Petrol Ofisi

Arçelik dışında hepsi Devletindi.

Tekel işçileri hariç kurtulduk hepsinden…


* * *


İşsizlik artıyor, sefalet dizboyu, halk perişan, fakir fukara etin tadını unuttu, vatandaş cinnetin eşiğinde. (Gazeteler)

“Ne ilgisi var kardeşim?!.”

* * *

Özelleştirilen işyerlerinde işten atılma oranı ne?

% 68.2

“Ne demek istiyorsun?!. N’olmuş yani?!. Atmasınlar da beslesinler mi?!.”

* * *


1986-2004 arasında 167 Kamu Kuruluşu özelleştirilmiş.

Gelir ne kadar? 5.6 katrilyon…

Gider? 7.8 katrilyon…

E, bu işte bir tuhaflık yok mu?

“Karışma; sen anlamazsın!”

Hayır, şeyi anlayamadım, hani kâr eden kuruluş neden satılır onu işte; neden satılsın ki, kâr ediyor?

“Cahil!.. Minimal devlet minimal; kafan basmıyor mu?!.”


* * *


Başka?..

Seka
Petkim
Eti Alüminyum
Erdemir
Eti Bor A.Ş.

“Ne diyor bu ya?!.”


* * *

Türk Telekom son beş yılın Kurumlar Vergisi şampiyonu. (Gazeteler)

Kamu kuruluşları sayıları az olmasına rağme Kurumlar Vergisinin % 53’ünü ödüyor. (Gazeteler)

Ardından…

Türk Telekom, Lübnanlı Hariri ve ortağı Telekom İtalia’ya…

Ama ismi hâlâ Türk!..

“E, n’olmuş?!.”

* * *


Özelleştirmelerden elde edilen gelir, Türkiye’nin 8 günlük faiz borcunu anca karşılıyor.

“Özelleştirmeye karşılar, komünist ulan bunlar!”

Özel sektör tabii ki olsun, da, Süt Endüstrisi Kurumu?

“Devlet peynir mi yapar birader?!.”

E, yapsa, fakir fukara da ucuz ve kaliteli peynir yese olmaz mı?

“Cık!.. Fakir fukara peynir yemeyiversin; geberir mi?!.”


* * *

2002’de iktidara gelen AKP’nin Maliye Bakanı ne demişti?

“Her şeyi babalar gibi satıyoruz, Sümerbank’ın ismini de tarihten siliyoruz elhamdülillah!..”

Sümerbank’a ismini kim koymuştu, kimdi isim babası?

Mustafa Kemal Atatürk…

“Geç bile kalınmış hemşerim!”

* * *

Fabrikalar, limanlar, tersaneler…

Araç muayene istasyonları bile.

Elde avuçta bir şey kalmadı; şimdi sırada otoyollar, köprüler, ovalar, dağlar, bayırlar, nehirler hatta gözyaşlarımız mı var?

“Sana ne; sen milli irade misin?!.”

Bankacılıkta ve Borsada yabancı sermaye payı ne?

“Susturun ulan şu herifi; borsayı düşürecek vatan haini!”

* * *

Et ne olacak? Bari Devlet hayvan üretse, hayvan varlığımız giderek azalıyor diyorlar; üretici, yem maliyetlerini karşılayamayacak durumdaymış…

“Ergenekoncu-darbeci uydurması bunlar! Devlet hayvan mı yetiştirirmiş!

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!

“Tuh!..”

“Yuh!”

“Sıra bizde inşallah; fişliyoruz bunları! Yaptığımız budur arkadaşlar!..”

“Bunların kanı bu ülkenin kanı mıdır, sorarım!?.”

* * *


2002’den 7 yıl sonra…

Ergenliğe geçen çocuklar şimdi 23 yaşında…

19.8.2009… Gazeteler…

Et fiyatları çıldırdı… Artış % 100… Bir kilo et 8 liradan 15 liraya fırladı… Fakir fukara etin tadını unuttu…

* * *

2002’den 8 yıl sonra…

O çocuklar şimdi 24 yaşında…

6.2.2010… Gazeteler…

Et fiyatları çıldırdı… Artış % 100… Bir kilo et 23 lira ila 30 lira arasında satılıyor… Fakir fukara etin tadını unuttu…

3.3.2010… Saat 9.48… TÜİK enflasyon rakamlarını açıklıyor…

Şubat ayında aylık enflasyon %.1.45, yıllık enflasyon % 10.3…

Yıllık %10.3 mü; e nasıl olur, sadece ette % 100?..

“Kes! Sen anlamazsın! TÜİK’ten daha mı iyi biliyorsun yani!”

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!..”

“Tuh!..”

“Yuh!..”

“Sıra bizde inşallah. Fişliyoruz bunları! Yaptığımız budur arkadaşlar!..”

“Bunların kanı bu ülkenin kanı mıdır; sorarım!?.”

* * *


Deniz Gezmiş, 6 Mayıs 1972’de, gece karanlığında idam edildiğinde 25 yaşındaydı.

Çalmamıştı, ihaleye fesat karıştırmamıştı, fakir fukaranın hakkını yememişti, kimseden rüşvet veya komisyon(!) almamıştı, aniden zenginleşmemişti; silahı vardı tabii, ama yaşamı boyunca kimseyi yaralamamış, öldürmemişti. Kaçırdığı dört süprüntü amerikalıyı serbest bırakacak kadar da insancıldı.

Ülkesini Amerikan emperyalizminden korumaya çalışıyordu.

Türkiye’yi ileri karakol yapmayı hedefleyen Truman Doktrini amerikan senatosunda okunduğunda henüz 13 günlüktü.

Arkadaşlarıyla birlikte amerikan 6. Filoyu kıçından tekmeleyip Türkiye’den kovduğunda 23 yaşındaydı.

Milli Demokratik Devrim diye haykırdığında 24.

Kalbinin Vatan sevgisiyle pır pır atmasının bedelini ödemişti!

İdam edildiğinde 25 yaşındaydı…


* * *

“Ne ilgisi var birader, Deniz Gezmiş de nereden çıktı şimdi?!.”

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!..”

“Tuh!..”

“Yuh!..”

“Sıra bizde inşallah! Fişliyoruz bunları!.. Yaptığımız budur arkadaşlar!..”

“Bunların kanı bu ülkenin kanı mıdır; sorarım!?.”


* * *

Teröristbaşını ülkeye getiren timin Komutanı ve şeref madalyalı Generaller içeri alındığında, etrafta bir tane genç bile yoktu…

Kokainden içeri alınan Tarkan aynı gün, aynı kapıdan çıkarken ağlayan genç kızları, delikanlıları gösterdi kameralar… Hepsinin iki gözü iki çeşmeydi… Ne duygusal bir sahneydi … Güzel saçlı o sarışın kız nasıl da hıçkırıyordu…

Canım be…

Kokainden içeri alınan Tarkan için iki gözü iki çeşme ağlayan gençler, muhtemelen Deniz Gezmiş’in yaşındaydılar.

Kimi 23, kimi 24, kimi 25…

* * *


Erol Büyükburç’un, gençleri oynayıp çoşmaya, hayatın zevkini çıkarmaya çağıran eski bir şarkısı geldi aklıma.

Haydi gençlik hop hop hop…

* * *


Bugün 5 Mart 2010…

Soykırım tasarısı amerikan Temsilciler Meclisinde kabul edildi. (Gazeteler)

Türkiye örovizyona amerikanca parçayla katılıyor. (Gazeteler)

We Could Be The Same… (Aynı Olabilirdik.)

* * *

Ne güzel şarkıydı be…

Haydi gençlik hop hop hop…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder