6 Ekim 2010 Çarşamba

“Hayvanlar Günü” Ağırıma Gidiyor

Havyanları koruma amaçlı dernekler, Hollanda’nın Lahey şehrinde 1931’de toplanarak 4 Ekim’i “Hayvanları Koruma Günü” ilan etmişler.

Ağırıma gidiyor…

“Gâvur” diye nitelediğimiz merhamet sahibi insanların gösterdiği bu duyarlılığı onlara mı bırakmalıydık!

Deve, sivrisinek, katır, buzağı, inek, yılan, çekirge, eşek, balina, domuz, at, kurt, sinek, bıldırcın, koyun, kurbağa, örümcek, karga, kelebek, fil, maymun, aslan, bit/kene, köpek, keçi, karınca, arı, kuş…

Kuran’da geçen hayvanlar bunlar.

İsimleri Surelere verilenler bile var:

İnek (Bakara Buresi), arı/balarası (Nahl Suresi), örümcek (Ankebut Suresi), karınca (Neml Suresi), fil (Fil Suresi)…

Yazmaktan özel bir zevk aldığım için, yazmaktan gurur duyduğum için sık sık yazıyorum:

Kuran, “Hep merhametli, çok merhametli Allah’ın Adıyla” diye başlıyor (Bismillahirrahmanirrahim).

(Beyan Yayınları/Aziz Kur’an/Çeviri Ve Açıklama/Muhammed Hamidullah/2000/Türkçe’ye çevirenler: Yrd.Doç.Dr. Abdülaziz Hatip-Mahmut Kanık.)

R.İhsan Eliaçık, “Besmele”yi, “Sevgi Ve Merhameti Sonsuz Allah’ın Adıyla” diye meallendiriyor.

Yaşar Nuri Öztürk, “Rahman Ve Rahîm Allah’ın Adıyla” diye…

“Rahîm”; “çok şefkatli, merhametli, saygılı” anlamlarını ihtiva ediyor.

“Rahmân” ise; “çok seven, sevgi ile dopdolu” anlamında. (Eliaçık)

Hepsinin temelinde “merhamet” var.

Merhamet…


xxx xxx xxx

Yaşamım boyunca zulme karşı olmayı düstur edindim; bazen başardım bunu, çoğu kere başarısız oldum.

Şöyle bir düşünüyorum da, genellikle hüsranla biten bu mücadelelerimde, hınçla savaştığım şeylerin başında hep hükümetler ve hayvan düşmanları olmuş.

Ne acı!

Emperyalizmi bir kenera bırakacak olursak, yaşamımın tamamına yakınında hükümetlerle ve hayvan düşmanlarıyla kapışmışım.

İşin acı tarafı, hüzünlendirici tarafı, hükümetlerin de hayvan düşmanlarının da tamamına yakınının Müslüman olduğunu söyleyen kişilerden oluşması!

Yaşamım, insanlara ve hayvanlara merhamet edilmesi meselesinde Müslümanlarla didişerek geçmiş.

Ne acı…

Kitabı, “Hep Merhametli, Çok Merhametli Allah’ın Adıyla” diye başlayan Müslüman, inanılacak gibi değil ama, bu Kitap’ta şu mealde bir ayet olduğundan dahi habersiz:

“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap’ta herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar sonunda Rableri önünde haşredilirler.” (En’am, 38)

(“Ümmet”, “Rableri”, “haşredilmek” gibi İslami literatürde özel öneme sahip kavramların, hayvanlardan söz edilen bu ayet içinde aynı anda kulanılması ne kadar manidar.)

Kıssayı bilirsiniz: Allah’ın Elçisi, namaz vakti geldiğinde, üzerinde uyumakta olan kedi rahatsız olmasın diye hırkasını kesmiş. Bir keresinde de, bir oğlak düşüp bacağını incittiğinde kendisi acı çekmiş gibi feryat etmiş…

Bu Elçi’nin ümmetinin bir de bugün içinde bulunduğu duruma bakın!

Kurban Bayramı yaklaşıyor…

Vahşet günleri de…

O günlerde buna sahip olunsaydı, zerre kadar kuşku duymuyorum ki Peygamberimiz kurban edilecek hayvanların ilaçla veya şokla uyutulduktan sonra kesilmesini tavsiye ederdi.

Bu sözlere kimi Müslüman taklitçilerinden itirazların geleceğini bilmiyor değilim; kendilerine tavsiyem, Hac Suresi’nin 37. ayetini okumaları:

“Onların etleri de kanları da Allah’a ulaşmaz; fakat sizin takvanız O’na ulaşır. …”

(Kurban kesilirken hayvanlara acı çektirilmemesi hususunda birçok hadis var; uyuşturma veya şoka itaraz edecek olanlar bu hadisleri okuyup ilham alabilirler.)

Bundan birkaç yıl önce, Allah’ın belası bir Bakan törene geç geldiği için, kurbanlık dana üç buçuk saat boyunca bir vince ayaklarından asılı biçimde, başaşağı bekletilmişti.

İnancımın belirtisi olarak söylemek zorundayım ki, Müslüman bir ülkede, “Hayvanları Koruma Günü” diye bir günün kutlanması gerçekten ağırıma gidiyor.

“Müslüman bir ülke” derken hata yaptığımın farkındayım aslında; insanlara bile böylesine eziyet edildiği bir ülke için “Müslüman bir ülke” derken hata yaptığımın farkındayım aslında; dereye su içmek için inen küçücük ayı yavrusunun yörenin köylülerince üç saat süren bir işkenceyle öldürülmesini anlattığım çalışmamda da aynı hatayı yapmış olduğumun farkındayım aslında…

Ama insan umut etmekten kendini alamıyor işte.

Kuran neden “Hep merhametli, çok merhametli Allah’ın Adıyla” diye başlıyor?

Allah, Kuran’ı böyle başlatarak bize hangi mesajı veriyor?

Hemen her şeylerinden nefret ettiğim Batı ülkelerinde “Hayvan Polisi” diye bir müeassese var.

Bir “bize” bakın, bir de “onlara”…

Kuran’ı doğru anlıyorsam, Müslüman olabilmenin önşartı “merhametli olmak”…

Biz mi Müslümanız, “gâvurlar” mı; anlamak o kadar zor ki artık…

Tüm yaşamları boyunca bir kez olsun bir hayvanın başını okşamadan bu dünyadan göçen insanlar; tüm yaşamları boyunca bir kediye/bir köpeğe bir tas su vermeden bu dünyadan göçen insanlar; tüm yaşamları boyunca hayvan/canlı sevgisinden zerre kadar nasiplenmeden bu dünyadan göçen insanlar neler kaçırdıklarının farkında bile değiller.

Hayvanlara eziyet edenlere gelince; onlar için bela okumaya gerek bile yok, başlarına nasıl bir bela aldıklarını “o gün” tam olarak anlayacaklar zaten.

Bugün “Hayvanları Koruma Günü”…

Bu günü kurumlaştıranlardan Allah razı olsun.

Ama aynı zamanda…

Bugün tüm insanlık alemi için utanç günü…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder