18 Şubat 2011 Cuma

Komünist Ulan Bunlar!

Ey Müslüman!

Sen İslam’ı benim kadar bilemezsin; sen kimsin, nereden bileceksin ki!

Bu nedenle, aşağıdaki tavsiyelerimi sakın unutma ve mutlaka uygula!

Öncelikle bilmen gereken şey, Allah’ın nimetlerini kullarının üzerinde görmek istemesidir… Tüm bu nimetler boşuna yaratılmadı!

Bazı Müslümanların TOKİ ve benzeri kuruluşlardan hem estetik açıdan iğrenç, hem de metrekare bazında yetersiz birtakım evler almaya yeltendiklerini görüyor ve din kardeşlerimin bu tavrını şiddetle eleştiriyorum. (Gecekonduda veya fakir mahallelerdeki derme çatma, ilk depremde yıkılması kaçınılmaz olan çürük çarık evlerde oturanları saymıyorum bile!)

Bu, Allah’ın nimetlerini kullarının üzerinde görmek istemesi açısından son derece hatalı bir davranıştır. Yapılması gereken şey, muslukları altın olan üç-beş katlı villalardan ikişer üçer almak ve içini ithal mobilyalarla döşemektir! Bu villaların etrafını en az üç metre yükseklikteki duvarlarla çevirmeli ve duvarların üzerine cam kırıkları yerleştirmekle yetinmemeli, dikenli tellerle de desteklemelisin. Hz.Peygembere indirilen henüz ikinci Surede ne diyor Kuran (Kalem, 24): “Hey! Bugün oraya bir yoksul girip yanınıza gelmesin!”

Bu ayet boşuna mı indi!

Bu yoksullar, sana yukarıda tarifini verdiğim evlerden ikişer-üçer satınalmadan yanına asla yaklaşmamalı; gözü kalır, nazar değer, malın mülkün bereketi kaçar!

Bazı Müslümanların düğün törenlerini mütevazı salonlarda, hatta bazılarının evlerinin bahçesinde yaptığını görüyor ve bundan utanıyorum! Olur mu ey Müslüman! Bak, biz öyle mi yapıyoruz muhterem! Çocuklarını evlendirdiğinde en az beş yıldızlı bir otelin salonunu üç günlüğüne kiralayacak ve düğününü orada yapacaksın! Biz bu üç gün üç gece düğünleri boşuna mı yapıyoruz; bir bildiğimiz olsa gerek, size örnek olmaya çalışıyoruz! Adamı hasta etmeyin kardeşim! Allah müminin zenginini sever, bun bilmiyor musun! Ne diyor Kuran: “Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için.” (Müddesir, 12-14) Bu ayetler boşuna mı indi?!. (Gerçi bunu izleyen üç ayet, “Tüm bunlardan sonra hırsla daha da artırmamı istiyor. Hayır, iş sandığı gibi değil. O bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi. Ben onu dik bir yokuşa süreceğim.” diyor, ama bu ayetler bizi bağlamaz; çünkü biz böyle bir hırs içinde değiliz. Üç yüz-beş yüz milyon dolardan fazlasını istiyorsak namerdiz!)

Marka giyeceksin! Elbisen, ayakkabın, elindeki çanta, paramağındaki yüzük, özellikle eşinin parmaklarındaki yüzükler… Hepsi marka olacak! Ne diyor bizim muhterem: “Geçenlerde beş yıldızlı bir oteldeki mescite girdim, bir de ne göreyim; kapının önündeki ayakkabıların tümü marka! Devrim işte budur diye haykırmaktan kendimi alamadım!”

Bu muhterem yalan mı söylüyor yani; bu devrim değil de nedir! N’oluyor öyle bir lokma bir hırka! Allah nimetlerini senin üzerinde görmek istiyor kardeşim; bunu elli kere söylemek zorunda bırakmayın adamı!

(Ha unutmadan; o beş yıldızlı otelin havuzunu ikiye ayırmak şart. Kadınlarla erkekler birarada havuza girmemeli, bu önemli! Yurtdışına çıktığımızda mı? Karıştırma kardeşim; adamı hasta etme!)

Tesettür defilelerine katılmadığını görüyorum ve canım sıkılıyor… O günlerin geride kaldığını, eski muktedirler ne yapıyorlarsa artık bizim de yapmamız gerektiğini göremiyorsun; çünkü yukarıda sözünü ettiğim gibi, İslam’ı benim kadar bilmiyorsun! Evet, bir zamanlar kapitalizmin kadını bir meta olarak kullandığını söylüyorduk, tamam; ama o günler artık geride kaldı hemşerim! Aynı şeyleri söyletip durmayın bana! Dün onlar yapıyordu, bugün sıra bizde anadın mı! Aksini söyleyen alçak komünistlere taviz verme! Ne diyor Kuran: “Onların söylediklerine sabret. Ve güzelce ayrıl onlardan.” (Müzzemmil, 10)

Bak sana Kuran’dan ayetler okuyoruz burada! (Karıştırma öyle o ayetin öncesini sonrasını (siyak-sibak karinesi) hemşerim; ne diyorsak o!

Bu çok önemlidir, dikkatli dinle!

Her fırsatta, hatta fırsat yaratarak kapitalizmin ne kadar iğrenç bir sistem olduğunu tekrarlayıp dur! Bunu her fırsatta yap. Biz de kapitalizme karşıyız diye sürekli konuş. Biz gerçekten kapitalizme karşıyız çünkü, aynen sosyalizme karşı olduğumuz gibi… “Peki neyi öneriyorsun?” diye sorduklarında “İslam bize yeter!” diye sertçe cevap ver; çünkü İslam bize gerçekten yeter… İlle de somut bir şey söylemen için diretenleri İslam’a hakaret etmekle suçla, Peygamberimize suç isnat etmekle suçla; Kuran’da “sosyalizm” diye bir kelime geçiyor mu?!. Bu konuda asla taviz verme! “Allah bizi zenginlikle imtihan ediyor!” de; bunun her zaman işe yarayacağını aklından çıkarma! Ne diyor Kuran: “Allah’ın sana verdiklerinden ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma.” (Kasas, 77) Sana, “Zulme sapanlar ise içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp suçlular haline geldiler.” (Hûd, 116) ayetini okuyacaklar çıkacaktır. Onlara bu ayetin başını hatırlatarak, söz konusu örnekle bizden önceki nesillerin kastedildiğini, bu ayetin bizi bağlamayacağını söyle! “Peki bu ayet Kuran’a neden girmiş?” diye soran olursa, onu Kitap’a hakaret etmekle suçla; “Allah’ın Kitabına hangi ayetin girip girmeyeceğine sen mi karar vereceksin!” diye üste çık. Bunu yaparken için rahat olsun; çünkü bu ayet gerçekten bizi kastetmiyor, buna gönülden iman et!

Milli gelir 10.000 dolar seviyesine yükseldi elhamdülillah! Bunu tüm halka bölüştürdüğünde bu para kimin işine yarar; üç beş ayda yer bitirirler bunu. Bu nedenle, o fakir fukara takımını aç susuz bırakacaksın, sefil edeceksin, perişan edeceksin ki bir an önce geberip gitsinler; böylece kalan para da bizim gibilerin kasasında birikip sermaye birikimi sağlansın! (İntihar edenler, madenlerde ölenler, kaçak atölyelerde tüp gaz patlamasından gidenler, tersanelerde iş kazalarında telef olanlar, açlıktan vefat edenler için “Kader işte, Allah böyle takdir etmiş.” deyip geçeceksin; meseleyi uzatmanın ne alemi var! Arkalarından bir Mevlüt okutur, biraz ağlıyormuş gibi yaparsın olur biter; hatta ağlarsan daha da makbul olur, zorla biraz kendini kardeşim!

(Yemin ederek söylüyorum; geçenlerde, İslami kanaların birinde bir tarih profesörü, Çanakkale savunmasında şehit düşenler için “telef oldular” tanımını kullandı, kendi kulaklarımla duyup gözlerimle şahit oldum.)

Ne diyor Kuran: “”Allah’ın dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız.” İşte size apaçık bir ayet!(Yâsin, 47) Fakir fukara takımı tabii olacak; Kuran yalan mı söylüyor yani! (Gerçi bu cümlelerden önce, “Onlara, ‘Allah’ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın’ dendiğinde, nankörlüğe sapanlar iman edenlere şöyle derler:’ diye bir giriş var; ama yukarıda da bir vesileyle söylediğim gibi, bu ayet de bize inmedi aslında, eski nesilleri anlatıyor sadece!)

Eşitlikten söz eden komünistlere asla taviz vermeyeceksin! Adı üstünde komünist ulan bunlar! Bak kimimiz uzunuz kimimiz kısa, kimimiz şişmanız kimimiz zayıf; Allah bizi eşit yaratmamış, bu sana bir şey ifade etmiyor mu! Bunların Kuran’dan okudukları ayetlere asla itibar etmeyeceksin! O ayetler bize inmedi. Mesela ikidebir ısıtıp ısıtıp önümüze çıkardıkları şu eşitlikten söz eden Nahl 71. ayet Necran Hristiyanlarına indi; bundan bize ne! Kuran’da yer alıyor bu ayet tabii ki, çünkü bir gün bir Hristiyan eskaza Kuran okursa görsün diye; başka ne için olabilir ki! Aynı şekilde, Bakara 219. ayet de öyle! O ayette “ihtiyaçtan artan her şeyi verin” gibi meallere asla itibar etme; o ayet “affedin” diyor! Bir fakir gördün mü yanına gideceksin, elini omuzuna koyup son derece mağrur ve verici bir edayla “Seni affettim din kardeşim!” dedikten sonra yürüyüp gideceksin, hepsi bu! (Bu söylediğime inanmıyorsan Suudi Arabistan Krallığının yaptırdığı Türkçe meali oku gör; sen Kraldan daha mı iyi biliyorsun İslam’ı!)

Bir makama geldiğinde yapacağın ilk iş, o mekanı boydan boya değiştirmek olmalı. Trilyonlarca lira harcamalı, oturacağın yeri krallara layık bir hale getirmelisin ki nefsin tatmin olsun; bu tatminden sonra çok daha yararlı işler yapabileceğini unutma. İnsanın fıtratında hep daha iyi şeyleri isteme, hep daha güzele yönelme vardır; fıtratına uy, egonu tatmin et. Mesela başka bir Müslüman kardeşinden 39.000 liraya aylıkla ev kirala; hem sen tatmin ol, hem de bir mümin kardeşini tatmin etmiş ol; unutma veren el alan elden üstündür, ver gitsin, nasıl olsa babanın parasını değil, devletin parasını harcıyorsun!

Hadi, benim vaktimi daha fazla alma, daha kazanılacak milyonlarca dolar beni bekliyor! Bu söylediklerimin aksini söyleyen biri çıkarsa “Komünist ulan bunlar!” demeyi ihmal etme; etrafındaki diğer müminlerin bu sözleri duyması için sesini yükselt ki sözlerin etkili olsun. Hatta mümkünse bunlardan bazılarını hapise tık, evlerinde arama yaptığında el bombası bul, mühimmat haritası bul, suikast krokileri bul; ne bileyim, bul bir şeyler işte, yaratıcı ol biraz!

Unutma; Allah nimetini kullarının üzerinde görmek istiyor!

İşe marka giyerek başlayacaksın, gerisi çorap söküğü gibi gelecek.

Unutmadan; kapitalizme takla attırmak için candan gönüllü din adamlarına şiddetle ihtiyacın var! Bul böylelerini, bulamıyorsan da bir an önce yetiştir. Peygamberimizin şerefli ama yoksul bir biçimde öldüğü bir istisna, adı üstünde, o Peygamber; sen zengin sahabelerden örnekler ver, binlerce köleye sahip kimi İslam büyüklerini araya sokuşturmayı unutma. Aksini söyleyenleri de Peygamber efendimize hakaret etmekle, komünistklikle, sosyalistlikle suçla; bu her zaman işe yarayan bir yöntemdir, bunu sakın unutma!

Bu arada; senin önüne sık sık şu namaz kılanlardan söz eden Maun Suresini getirecekler. Ne diyor o sure:

1- Bak şu dini yalanlayana!
2- İşte bak, öksüzü hor görüyor.
3- Yoksulun halinden hiç anlamıyor.
4- O namaz kılanların vay haline!
5- O kuru kuruya yatıp kalkanların vay haline!
6- Çünkü gösteriş yapıyorlar.
7- En küçük yardımı bile geri çeviriyorlar.

Bu sözlerin bizle ne ilgisi var; biz dini yalanlıyor muyuz yani! Cahiliye dönemindeki müşrik Araplara inmiş bir sure; bundan bize ne!

Tüketimi teşvik et, kendin de durmaksızın tüket! Sistem tüketim üzerine işliyor, bunu unutma! Allah bu nimetleri boşuna vermedi bize; tüketelim diye verdi. Ne bulursan tüket, tüketimi teşvik etmek için elinden ne geliyorsa yap! Ama özellikle lüks ve marka ürünleri tüketmeye özen göster; sıra bizde, bunu asla unutma, sıra bizde hemşerim!

Beş yıldızlı otellerde yatıp kalkıyormuşuz da, milyon dolarlık evlere sahip oluyormuşuz da, yok etrafını çitlerle çeviriyormuşuz da!

Size ne kardeşim bunlardan!

Terbiyesiz herifler!

Konünist ulan bunlar!..


Not: Bir televizyon kanalında, Müslüman bir işadamı ile Müslüman bir politikacının tartışmasından esinlenilmiştir.

1 yorum:

  1. Onları da ben söyleyeyim : İHSAN ELİAÇIK ile MÜSİAD'ın ilk başkanı EROL YARAR...

    YanıtlaSil