6 Ocak 2011 Perşembe

İleri Demokrasi

Cahil cahil konuşuyorlar!

Bir Bakanın oturduğu evin kirası 39.000 lira olur muymuş!

Niye olmuyormuş, ne var bunda!

Efendim, iki yıllık kiralanmış da, toplam kira bedeli 936.000 lira ediyormuş da, bu para ile Boğaz’da yalı alınırmış da; salla gitsin, nasıl olsa dilin kemiği yok!

İleri demokrasiden zerre kadar nasiplenmemiş cahil cühela takımı işte!


xxx xxx xxx


936.000 : 550 x 4 = 6.807

O dönemde ortalama 550 lira asgari ücret alan iki çocuklu bir emekçiden yola çıkarsak, bu para ile 6.807 kişi bir ay geçiniyor!

Yiyor, içiyor, barınıyor, ısınıyor, giyiniyor, okula gidiyor…

6.807 kişi…

Kölelik ortadan kalktı ha!

xxx xxx xxx

Ankaralı ünlü bir emlak müşaviri bu kiranın uygun olduğunu söylemiş.

Demek ki, ileri demokrasiden nasiplenmemiş bizim gibi cahil cühela takımının bilmediği daha neler var!

Herifçioğlu, pardon ileri demokrasiden nasibini almış bir beyefendi/hanımefendi Devletin televizyonunda haftada bir program yapıyor, ayda 250.000 lira alıyor; bu 39.000 lira ne ki!

Ne demiş İslam; veren el, alan elden üstündür.

Bu bölümde “üstün”le ilgilenmiyorum; “alan el” ilgimi çekiyor benim.

Ayda 39.000 lira kira almak veya 250.000 lira program bedeli almak nasıl bir şeydir acaba?

xxx xxx xxx

Şimdi “üstün”e, yani “veren el”e bakalım biraz da:

“Biz emaneti göklere, yere, dağlara sunduk da onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi.” (Ahzâb, 72)

Bu “emanet” hususunda alimler net bir şey söyleyemiyorlar; genel kanaat, işin kolayına kaçarak, “İslam’ın farzları” olduğu yönünde.

“İçindeki her şeyle birlikte Arz” diyen çıkmamış -en azından ben hiç görmedim-; çünkü bunu söyledin mi, kılın biri çıkar, “Kamu Hazinesi”nden “verilen” bu parayı ve bu 6.807 kişinin hakkını sorar işte böyle!

“Bu ayetin ileri demokrasiyle ne ilgisi var?!.”, değil mi?

6.807 fukaranın bir aylık nafakasının iki sene için tek bir kişiye “verilmesinin” ileri demokrasiyle ne ilgisi var?!.

xxx xxx xxx

“Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne” diye söz vermişlerdi.

Peki, cari hukuk buna, yani bu adaletsizliklere cevaz veriyor mu?

Veriyor!

Her şey hukuka uygun!

O halde ne konuşuyorsun ciğerim!..

xxx xxx xxx

Dışişleri Bakanı tabii ki fakir fukara takımı gibi köhne bir evde oturmayacak; orada yabancı konuklar da ağırlanıyor.

O halde ne konuşuyorsun birader!

Hani şey diyorum, eski parayla neredeyse bir trilyon lira eden bu bedelle şöyle eli yüzü düzgün bir konut alınıp Kamu Hazinesine kazandırılamaz mıydı?

Kamunun elindeki her şeyi sattığımız bu günlerde, sen özelleştirmelere, minimal devlete, ileri demokrasiye karşı mısın be hey cahil; bu çağda hâlâ bu kafa mı be!


xxx xxx xxx

Bir art niyetim varsa ne olayım; bakın Eliaçık, üstteki ayeti nasıl mellandiriyor:

“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar onu üstlenmeye yanaşmadılar. Ondan korktular da emaneti insan üstlendi. Çünkü insan çok nankör, çok cahildir, kesinlikle!”

“Çünkü insan çok nankör, çok cahildir, kesinlikle!”

Varlık Barışında getirilen 5 milyar dolarlar, ihalelerde ortaya sürülen 8 milyar dolarlar, iki senede elde edilen 936 bin liralık kiralar, Devletin televizyon kanalından bir ayda alınan 250 bin lira program bedelleri…

Aklım karıştı ciğerim!

Bu ileri demokrasiden bir şey anladıysam ne olayım!

Eliaçık’ın, bu meallendirmesindeki “cahil” kelimesiyle beni kastettiği açık da, “nankör” derken kimi kastediyor acaba?

“Emaneti üstlenen nankörler!”

Sanırım, şu 6.807 köleden söz ediyor; başka kim olabilir ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder