7 Mart 2011 Pazartesi

Kuran Akıl Ve Birkaç Soru

“Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı edeceksin?” Hz.Musa, Kuran’da böyle yakınıyor. (Araf, 155) Bakın, düşünmekle/akletmekle ilgili sözler, bir başka surede nasıl tekrar edilerek beyinlere çakılıyor: “Andolsun ki biz Kuran’ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var!” (Kamer, 17, 22, 32, 40) Kamer 51 çok daha düşündürücü: “Yemin olsun ki, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik; fakat düşünen mi var!” Çıkışmalara bakın: “Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz!” (Araf, 169) “Aklınızı hiç işletmiyor musunuz!” (Yasin, 62) “Hâlâ akıllarını işletmiyorlar mı!” (Yasin, 68) Düşünmek ve bundan sonuçlar çıkarmak her Müslümanın öncelikli görevi; bakın Kuran ne diyor: “Bir Kitaptır bu, sana indirildi; onunla uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak.” (Araf, 2) “Kutsal/bereketli bir Kitap bu, sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsinler temiz özlüler.” (Sâd, 29) Tekrar etmekte fayda var: Aklını kullanmak, düşünmek ve bundan sonuçlar çıkarmak bir Müslümanın öncelikli, belki de en önemli görevi. xxx xxx xxx İşte size düşünmek/aklını işletmek/beynini çalıştırmakla ilgili bazı göstergeler: Vakıa, 62; Kasas, 43; Kasas, 46; Kasas, 51; Kasas, 60; İsra, 41; Yunus, 3; Yunus, 16; Yunus, 24; Hud, 24; Hud, 51; Yusuf, 2; Yusuf, 109; Hud, 111; Enam, 32; Enam, 47; Enam, 50; Saffat, 13; Saffat, 138; Saffat, 155; Sebe, 46; Zümer, 9; Zümer, 18, Zümer, 21; Zümer, 27; Zümer, 42; Zümer, 32; Mümin, 54; Mümin, 58… Daha elliden fazla ayet yazılabilir, ama çalışma uzayacak… xxx xxx xxx Şimdi çok özel bir dikkat rica edeceğim; bakın yaratılış sebebimiz neymiş: “O, O’dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir. (Y.N.Öztürk/Mümin, 67; R.İ.Eliaçık, “Bütün bunlar aklınızı kullanasınız diyedir.” diye bitiriyor.) Tüm bunlar nedenmiş? Aklımızı işletelim/kullanalım diye!.. xxx xxx xxx Peki, aklımızı işletmezsek/kullanmazsak ne olur? Cevabı yine Kuran veriyor: “Allah, pisliği aklını kullanmayanların üzerine bırakır.” (Yunus, 100) xxx xxx xxx Tekrar edelim mi: “Allah, pisliği aklını kullanmayanların üzerine bırakır.” xxx xxx xxx Kuran’da -sanırım- genellikle gözden kaçan bir husus var; bakın ne diyor: “Kendi ellerinizle yapıp getirdiklerinizin karşılığıdır bu; yoksa Allah kullarına asla zulmetmez. Bunların sonu, Firavun hanedanı ve onlardan öncekiler gibi olacak. Onlar da Allah’ın ayetlerine kâfirlik etmişlerdi de Allah onları günahları ile birlikte kıskıvrak yakalamıştı. Allah güçlüdür, karşılığı çok çetindir; bundan hiç şüpheniz olmasın. Bu böyledir, çünkü bir millet kendini değiştirmedikçe, Allah da onların halini değiştirmez. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor; bundan hiç şüpheniz olmasın.” (Enfal, 51, 52, 53) Neymiş: Bir millet kendini değiştirmedikçe, Allah da onların halini değiştirmez! xxx xxx xxx Sorulara gelelim mi… xxx xxx xxx Geçen gün bir hesap yaptık. Ne demiştik: Milli gelir 10.000 dolar X 1.5 = 15.000 TL : 12 = 1.250 X 4 = 5.000 TL. Milli gelirimiz 4 kişilik bir aile için ayda 5.000 lira. Bu parayla geçinilebilir mi? Gayet tabii! Peki, ülkemizde neden milyonlarca kişi resmen aç, 30 milyon kişi açlık sınırında, bir o kadar insan da kıt kanaat geçinebiliyor? Çünkü AKP, kapitalizmi uygulayan bir sistem partisi de ondan. (Anladık ciğerim, daha öncekiler de kapitalistti; biz şu anı tartışıyoruz, son sekiz yılda gelinen noktayı tartışıyoruz.) “Bu para nereye gidiyor?” yanlış bir soru! Doğru soru şu: Bu para neden gidiyor? Tekrar edelim mi: Bu para neden o dört kişilik aileye gitmiyor da başka yere gidiyor? Neden? xxx xxx xxx Yukarıda ne demiştik: Biz aklımızı kullanıp da kendimizi değiştirmedikçe, Allah bize yardım etmeyecek! Çok net! Ayda 5.000 lira yerine iki ton kalitesiz kömür, üç beş paket makarna, iki kilo bulgurla iktifa ettiğimizde; yani bu sadakalarla yetinmek yerine aklımızı kullanıp eşitlik talep etmediğimizde, milli gelirden payımıza düşen parayı bize vermeyenlerden hesap sormadığımızda Allah ne yapıyor? Yani bir başka deyişle, biz aklımızı kullanıp kendimizi değiştirmedikçe Allah ne yapıyor? Pisliği üzerimize bırakıyor! Akıl neyi gerektiriyor peki? Bu ülkede 80 milyon kişi mi yaşıyor ciğerim, bu seksen milyon kişi “kardeş” mi, hepimiz kardeş miyiz yani; o halde?!. O halde?!. Hepimiz kardeşsek, bu milli geliri neden eşit biçimde bölüşmüyoruz?!. İki ayrı soru ile meseleyi netleştirelim: 1) Milli geliri neden “fert başına” diye açıklıyorsunuz? 2) Bu “milli” geliri, bu “millet”i oluşturan “fertler/kardeşler” neden eşit biçimde paylaşmıyor?!. Ya hepimiz kardeş falan değiliz, bizi fena biçimde kandırıyorlar; ya da bu milli gelir “milli” falan değil; hele “fert başına” hiç değil! Sen beni askere giderken, vergi toplerken, seçimde oy isterken “fert” olarak göreceksin; ama sıra bölüşmeye geldiğinde yan çizeceksin! Akıl, “yok öyle!” demeli, demek zorunda! Yoksa? E, yoksa, Yunus 100 tabii!.. xxx xxx xxx Akıl ne diyor? O da insan, sen de insansın; o da çalışıyor, sen de çalışıyorsun; o da bu milletin bir ferdi, sen de bu milletin bir ferdisin; o da Müslüman, sen de Müslümansın. (Kaldı ki, Müslüman olman şart da değil, insan olman yeterli; çünkü Allah rızık verirken ayırım gözetmiyor.) E?.. Neden bölüşmüyoruz? Ama daha önemlisi var: Kendimizi bu minvalde neden değiştirmiyoruz (Enfal, 51-53); aklımızı neden kullanmıyoruz (yüze yakın ayet)?.. xxx xxx xxx Şimdi yine çok özel bir dikkat rica edeceğim: Kabahat kimde? Tekrar edelim mi: Kabahat kimde? Yukarıda size aktardığım Kuran verileri ışığında karar vereceksek, kabahatin büyüğü bu milli geliri bölüştürmeyenlerde değil, bunu talep etmeyenlerde! Yani aklını kullanmayanlarda! Yani kendini değiştirmeyenlerde! xxx xxx xxx “Eşitlik” talep eden çalışmalarımı bu gözle okuyun bir de. Siz eşitlik talep etmezseniz Allah size neden yardım etsin ki! Çok net biçimde ifade etmek gerekirse… Siz eşitlik talep etmezseniz böyle aç kalırsınız, güya fert başına olan milli gelir de başka “fertlere” gider! Gidiyor zaten! Son sekiz yılda zenginleşen “fertlere” bakarsanız, nereye gittiğini daha açık görebilirsiniz. xxx xxx xxx Ortada bir zulüm var mı arkadaş? Var. Peki size kim zulmediyor? Bu soruya Kuran ışığında cevap bulmalısınız: “Kendi ellerinizle yapıp getirdiklerinizin karşılığıdır bu; yoksa Allah kullarına asla zulmetmez.” (Enfal, 51) Tam bu anda iki soruyu tekrar etmeliyiz: Ortada bir zulüm var mı arkadaş?!. Peki size kim zulmediyor?!. (Fark ettiniz; bu kez ünlem işareti de var!) xxx xxx xxx Hadi bazı İslam ilahiyatçıları gibi, bazı hocaefendiler gibi, bazı hocaefendi hazretleri gibi, bazı yazarlar gibi, sizi biraz avutayım; tabir yerinde ise, gazınızı alayım biraz: Bu millet çok uzun zamandır zulüm altında inliyor, ama bu zulmedenler bunun karşılığını bir gün çok kötü biçimde ödeyecekler; bu nedenle, bu dünyada bu zulme sabretmemiz gerekir… Allah kimi fertleri gaspettikleri fert başına düşen 10.000 dolarlarla imtihan ediyor, kimini de açlıkla/yoksullukla; bu nedenle, bu dünyada bu zulme sabretmemiz gerekir… Çocuklarınız gece aç yatıyor olabilir, çocuklarınız pirzolanın veya muzun tadını bilmiyor olabilir, çocuklarınız sert kış koşullarında çile çekiyor olabilir, çocuklarınız okula yırtık ayakkabı ile gidiyor olabilir; ama siz bu zulme sabretmelisiniz, çünkü Allah sizi böyle imtihan ediyor! xxx xxx xxx Son ve özel bir dikkat ricası daha: Avundunuz mu? Sizi avutabildim mi? Yukarıdaki ayetler ışığında cevap verin. O yere göğe sığdıramadığınız kimi ilahiyatçılar/hocaefendiler/hazretler gibi, bu zulme sabretmenizi önererek sizi avutabildim mi? Avundunuz mu?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder